tag:blogger.com,1999:blog-22404944258857128472024-03-13T11:21:28.133-07:00GAZETE (oku)YORUMKöşe Yazılarına YorumlarGönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.comBlogger12125tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-51449678605146358422015-12-24T06:07:00.003-08:002015-12-24T06:07:49.153-08:00“ÇOCUK DA YAPARIM KARİYER DE” DİYEN KADININ ÇOCUĞU MU MUTLUDUR, KOCASI MI?<br />
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11pt; line-height: 115%; mso-ansi-language: TR; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-language: AR-SA; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-fareast-font-family: Calibri; mso-fareast-language: EN-US; mso-fareast-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Times New Roman; font-size: small;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
“ÇOCUK DA YAPARIM KARİYER DE”
DİYEN KADININ ÇOCUĞU MU MUTLUDUR, KOCASI MI?<o:p></o:p></div>
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: small;">
</span><br />
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: small;"></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Ömür Gedik Hürriyet'teki <a href="http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/omur-gedik_119/cem-davrana-diyorum-ki_40030880" target="_blank">köşesinde</a> bugün "Çocuklarını dadıyla büyüten kadınlara karşıyım" diyen Cem Davran'a cevap vermiş. Özetle, kariyer yapan kadının çocuğunun daha mutlu olduğunu savunmuş. Kendisini ve kızını göz önünde bulundurarak verdiği bu yanıt, kendisi açısından doğru. Ama Bu ülede çalışan bütün kadınlar için geçerli mi acaba bu yanıt? </div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Kadınlar isterse kariyer de
yapar, çocuk da. Kariyer yapan kadınlar eminim ki, iş dışında kalan zamanlarını
çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmeye ayırıyor, böylece hem çocukları hem de
kendileri mutlu oluyordur. Yine eminim ki, bu kadınların ev işleri konusunda
kendilerine full destek olacak ya çok becerikli kocaları, ya da bu işleri
yapacak yardımcıya verecek yeterli paraları vardır. Ya da İstanbul trafiğinde
her gün 4 saat vakit kaybetmiyorlardır.</div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Bir de şu açıdan bakalım olaya. Kadın
kariyer sahibi filan değil. İstanbul’da yaşayan ve çalışan milyonlarca sıradan
kadından biri. Aylık ortalama 1500-2000 TL maaş alıyor. İşe toplu taşımayla
gidiyor. Eviyle işyeri aynı yakadaysa günde 2 saatini, farklı yakadaysa 4
saatini yolda geçiriyor. 9’daki işine yetişmek için 7’de evden çıkıyor. Mesaiye
kalmasa bile 6’da işten çıkıp 8’de eve geliyor. Ki Türkiye’de işverenler para
ödemeden mesai yaptırmaya bayılır. Bu sıradan, çalışan kadın geliri sebebiyle
ev işlerine yardımcı tutamaz. Her işini kendisi yapar. Çocuğunu ayda 1000 TL
verip kreşe filan da yollayamaz. Ya annesine baktıracaktır, ya kayınvalidesine.
Bu demektir ki, el kadar sabi her sabah 6’da mesai yapar gibi annesiyle
birlikte yataktan kalkacak üstünü giyinip, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>anneanne ya da babaanne birinin evine gidecek.
Akşam annesi gelip alana kadar orada büyükannesiyle birlikte TV seyredecektir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çocuk okula gidiyorsa; boynunda anahtar
taşımayı, okul dönüşünde tek başına eve gelip kapıyı kilitleyip oturmayı, kendi
yemeğini hazırlamayı, yağmurlu havalarda gök gürültüsünden korkmamayı öğrenecektir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Akşam karı koca aynı anda bile
eve gelseler, koca TV karşısına geçer, kadın mutfağa gider, yemek hazırlar.
Sonrasında kadın masa toplar, bulaşık makinesi doldurur boşaltır. Çamaşır
yıkar, ya da toplar, ya da ütü yapar, sabahtan kalan dağınıklığı toplar. Ertesi
günün yemeğini pişirir. Gece 12 de yatana kadar kadın 1 dakika oturacak zamanı
zor bulur. Ama pratiktir. Takip ettiği diziyi ütü yaparken izler mesela. Çocuğunun
anlatacağı paylaşacağı bir şey varsa, bulaşık makinesini boşaltırken dinler,
akıl verir. Fasulye ayıklarken çocuğun ödevine yardım eder. </div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Bu döngü hafta sonu da aynen
devam eder. Zira hafta içi yetişmeyen işler, evin alışverişi, temizlik vs.
hafta sonuna kalır. Çocuk zaten devlet okuluna gidiyordur. Ve tek kurtuluşunun
iyi bir Anadolu lisesi ya da iyi bir üniversite kazanmak olduğuna iman
etmiştir. O yüzden spor, resim , müzik için harcayacağı zamanı dersanede test
çözerek geçirir. Anne babasını her zamanki gibi akşamdan akşama görür. </div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
Bu evde ne kadın mutludur, ne de
çocuk. Bir tek mutlu kişi vardır; o da yegane sorumluluğu para kazanıp evini
geçindirmek olan ama, bu tek sorumluluğu da karısıyla paylaştığı için
hafiflemiş, keyfine bakan koca.<o:p></o:p></div>
<span style="font-family: Times New Roman; font-size: small;">
</span></span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-88818438856730419142015-09-29T06:49:00.001-07:002015-09-29T06:49:23.659-07:00ANADOLU'DA IRKÇILIK YAPMAK KOMİK <div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">Ayşe Arman'ın Mimar Sinan Üniversitesi mezunu bir Türkolog olan Ali Canip Olgunlu ile yaptığı "Cami de biziz, kilise de... Sinagog da biziz, tapınak da" başlıklı </span><a href="http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ayse-arman_12/cami-de-biziz-kilise-de-sinagog-da-biziz-tapinak-da_30169032" target="_blank"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">röportajı</span></a><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;"> ve röportaja yapılan yorumları okudum az önce. Her zamanki gibi bazı yorumlardaki, ırkçılık, dar görüşlülük kanımı dondurdu. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">Kimi insanlar için anlamak, kabullenmek bu kadar mı zor; bu topraklarda yaşayan herkes Türk ve Müslüman olmak zorunda
değil. Kökeninin Türk olduğunu ispatlamak zorunda da değil.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: x-small;">14 bin yıldır medeniyet var bu topraklarda ve biz onların
torunlarıyız. 1071 de Malazgirt savaşını kazanınca mevcut halklar pılısını pırtısını
toplayıp gitti, Türkler de gelip onlardan boşalan yerlere yerleşti diye bir
durum yok. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Türkler de geldi, mevcut
halkların yanına yerleşti. Kültürler birleşti.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Tabi ki yönetici sınıf Türkler olunca, Türkçe yaygınlaştı, ana dil
haline geldi ama yerleşik halkların dilleri de birden bire kaybolmadı ki.
Ailelerin içinde konuşulmaya devam etti, bir kısmı günümüze kadar geldi. Türk
kültürü baskın gelse de Anadolu’da o güne değin var olan kültürlerden
etkilendiler, tıpkı Müslüman olduktan sonra Arap<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kültüründen de etkilendiğimiz gibi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: x-small;">Ermenistan sınırı açıldığı ve Ermeni televizyon kanalları Doğu
Karadenizde izlenebilir hale geldiğinde Hemşince bilen ( evet böyle bir dil
var) Hemşinliler fark etti ki Ermeniceyi anlıyorlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hemşinde bugün yaşayan herkes kendisini
Müslüman- Türk olarak tanımlar. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ama
Hemşince diye bildikleri dilin Ermenice’nin bir lehçesi olması şaşırtıcı mı?
Bence değil.<span style="mso-spacerun: yes;"> Bu gerçek o insanlara bir hakaret de değil. Adı üstünde "gerçek" sadece.</span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: x-small;">Türk dili ve kimliği’nin yanında başka dil ve kimlikler
barındırmak, bizi ancak zenginleştirir. Hain yapmaz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hain diye vatanını, milletini satana,
çocuklarının geleceğini türlü çeşit yöntemle çalana denir. Hain diye, kişisel
çıkarlarını ülkesinin çıkarlarının üzerinde tutana denir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hain diye, geleceği düşünmeden bu ülkenin
kaynaklarını bugünden har vurup harman savurana denir.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-size: x-small;">Bu konuda başkaca da ne denir bilmiyorum!...</span></span></div>
Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-44655860058224392222012-03-19T03:27:00.001-07:002012-03-19T03:28:11.675-07:00ZAYIFLAYAMIYORUM, ÇÜNKÜ TEMBELİM (!)<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">“- Bahane aramayın. Bulmak çok kolaydır! “Çok yorgunum, uyumaya ihtiyacım var, çalışmak zorundayım” gibi cümleleri söylemek kolay, egzersiz yapmak zordur. Kendinizi kandırmayın.”</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Osman Müftüoğlu, </span><a href="http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/20112488.asp" target="_blank"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">yazısında</span></a><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"> böyle demiş. Yaza hazırlanmak niyetine giren okuyucularına öğüt verirken; “ 8 bardak su için, öğünlerinizi yarıya indirin, aktivitenizi artırın” demiş. Sonra da eklemiş; “- Bahane aramayın. Bulmak çok kolaydır! “Çok yorgunum, uyumaya ihtiyacım var, çalışmak zorundayım” gibi cümleleri söylemek kolay, egzersiz yapmak zordur. Kendinizi kandırmayın.”</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Bunu okuyunca birden kendimi savunma ihtiyacı hissettim. Ve Osman Müftüoğlu’na bir günümü özetleyip, egzersiz yapacak zaman ve enerjiyi nasıl bulacağımı sormak istedim;,</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">“Sayın Osman Müftüoğlu,</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Çalışan bir kadınım, bir Eşim ve iki çocuk sahibi bir anneyim.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Günüm saat 6.00 da henüz 15 aylık olan oğlumun uyanması ile başlar. Altını değiştirir, sütünü içirir ve tekrar uyuturum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Uykuya dalması biraz zaman alır genellikle. Bu arada eşim de uyanır hazırlanır ve işe gider. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hızlıca duş alırım. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Saat 7.00 de 11 yaşındaki kızımı uyandırırım. O hazırlanırken, kahvaltısını hazırlarım. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kendim hızlıca giyinirim. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>7.40 da kızımın okul servisi gelir. Onu uğurlarım. Oğlumu eve gelen teyzesine emanet eder ve ben de evden çıkarım.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">9.00-18.00 arası<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>işteyim.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Son derece yoğun, stresli ve yorucu bir işim var.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hep zamanla yarışmak, hiç hata yapmamak ve hep kazanmak zorundayım. İşyerinde sürekli müşterilerle muhatabım, ya da dışarıda yeni müşterileri ziyaret etmek durumundayım. Her gün ortalama 30 müşteriye hizmet vermeli, min. 5 müşteriyi ofisinde ziyaret etmeli,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>en az 1 tanesini bizimle çalışmaya ikna edip, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>işi hakkında araştırma yapıp, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ort. 15 sayfalık bir rapor yazmalıyım. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Evim ve iş yerim İstanbul’un ayrı yakalarında olduğundan trafik arkadaşım gibidir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Akşam trafiği sabaha göre daha acımasızdır. Sabaha göre 1 saat daha uzun tutar beni.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Durumuna göre eve 20.00 – 20.30 arasında varırım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Hızlı bir şekilde elimi, yüzümü yıkar ve yemek hazırlarım. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">21.00’de akşam yemeğine otururuz. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yemekten sonra masayı toplar, bulaşıkları makinaya yerleştirir ve mutfağı toparlarım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">22.00’de kızım yatmaya hazırlanırken ödevlerini kontrol ederim.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">22.15 de oğlumun altını değiştirir, pijamalarını giydirir, akşam sütünü verir, yatırırım. Şanslıysam, babası ile oynadığı oyun yeterli gelir ve benimle oynamaya kalkmadan uykuya dalar.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">23.00 de ertesi günün yemeğini hazırlamaya başlarım. Çünkü işten eve geldiğimde yemek pişirecek zamanım olmaz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">00.30 gibi işim biter. Ertesi gün giyeceklerimi hazırlarım ve 1 gibi <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yatarım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">Sayın Hocam , <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bana egzersiz yapacak zamanı nasıl yaratabileceğim hususunda öneride bulunmanızı rica ediyorum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Zira ben tembellik ediyorum ve bir türlü o zamanı yaratamıyorum.”</span></div>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-25199197824725797482012-03-07T14:55:00.001-08:002012-03-07T14:55:48.823-08:00ÇALIŞAN KADIN MI, MODERN KÖLE Mİ?<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu gün Sabah Gazetesinde yakın zamanda kadınlara yapılmış bir anketin sonuçlarını okudum. Durum fecii ötesiydi. Ankete katılan kadınların %70'i mutsuz olduğunu ifade etmişti. Hemen arkasından okuduğum Şelale Kadak, kadın istihdamındaki artışın refah seviyesinin göstergesi olduğunu iddia eden bir <a href="http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/kadak/2012/03/07/calisan-kadin-orani-artmadikca-refah-hayal" target="_blank">yazı</a> yazmış. Birbirine zıt görüşleri ve durumları gözler önüne seren bu iki yazıyı okuduktan sonra dayanamadım, Şelale Kadak'a bir mektup döşendim. İşte o mektubumu buraya da koyuyorum.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">"Sayın Şelale Kadak,<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Refahın artması için çalışan kadın oranının artması, bunun için de gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğinden bahsetmişsiniz.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yazınızı tam da Vatan Gazetesi’nin yaptığı kadınlara yönelik bir anketin sonuçlarını okuduktan sonra gördüm. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Anketin sonuçları çok çarpıcıydı. Mesela çalışan kadınların %70 i kazançlarını eşlerine teslim ediyorlar. Bekarların da %50 si gelirlerini ailelerine veriyor. Bir başka bakış açısıyla boğaz tokluğuna çalışıyor bu kadınlar. Anket sonuçlarında yer almıyordu. Ama çalışan kadınlara "eşiniz ev işlerine yardım ediyor mu" diye sorulsaydı. Eminim %80'inin cevabı "hayır" olurdu. Yani, ülkemizde çalışan kadın çift mesai yapıyor. Yine anket sonuçlarına göre bu kadınların yarıdan fazlası SSKsiz çalışıyor. Bu ne manaya geliyor biliyor musunuz? Patronun dayattığı ağır koşullara katlanmak zorundasınız. Bu kadınlar her an kapının önüne konma tehdidiyle, günde 10-12 saat, haftada 6 gün çalışıyorlar. Hiç bir sosyal güvenceleri olmadığından, bayram tatili haricinde yıllık izin de kullanmıyorlar. Zaten izinleri olsa ne olacak, evde onları bekleyen, ev işi, koca, çocuk üçgeni kalan bütün boş vakitlerini doldurmaktadır. Bu koşullarda kadınların çalışma hayatına katılması, refahın değil, kadın sömürüsünün artmasına yarar ancak.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ve hep unutulan göz ardı edilen çok önemli bir mesele daha var. Çalışan kadınların çocukları! Tek başlarına büyüyorlar. Çiçeği bile tek başına bıraksanız, bozulur. O zavallı çocuklara ne olduğunu, sokakları dolduran başıboş, eğitimsiz ve işsiz, genç , güruha bakarak tahmin edebilirsiniz.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Türkiye’de çalışan kadın oranını artırmadan önce, sosyal koşulların iyileştirilmesi, kayıt dışı işçi çalıştırılmasının önlenmesi, haftalık çalışma saatlerinin, yıllık izin kullanımlarının düzenlenmesi, istedikleri takdirde, part time çalışma imkanlarının sağlanması ve çocuklar için ücretsiz kreşler temin edilmesi lazım.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ama tabi bütün bunlar yapıldığında Türkiye'deki işçilik maliyetleri de Avrupa düzeyine çıkar ve o zamanda Avrupa’nın fason üreticisi olma avantajını kaybediveririz ki; Ne iş adamları ne de devletteki ilgili merciler böyle bir duruma sıcak bakmaz.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu yüzden boşuna kadın çalışan oranının artışını destekleyen yazılar yazmayınız. Kadının sömürüsünün artışına hizmet etmiş olursunuz.<u></u><u></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.917969); color: #222222;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Saygılarımla,"</span></div>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-28857856051093233212012-01-25T15:41:00.000-08:002012-02-14T06:02:24.564-08:00SÖZ GÜMÜŞSE, SÜKUT ALTIN DEĞİLDİR!...<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Fransa senatosu onayladı ya, soykırım yoktur diyeni hapse atma yasasını. Bizim gazeteler vaveyla koparıyorlar. Şöyle rest çekmişiz, böyle beyanat vermişiz. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Yok canım!...</div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Madem bu kadar ateşli savunacaktın kendi halkını, hakkını; bugüne kadar aklın neredeydi? </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Yılmaz Özdil’in kalemine sağlık. Bugün döktürmüş yine Hürriyet’deki <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19763494.as" target="_blank">köşesinde</a>. Özetle “Bunca yıl bu meseleyi bilmezden geldik, gözlerimizi yumduk, bu yüzden ne işin aslını astarını öğrenebildik, ne de eloğluna hakettiği cevabı verebildik” diyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Doğru söylüyor her zamanki gibi. Dokuz köyden kovulmayı hakkederek!... </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Evet niye öğretilmez Ermeni meselesinin aslı astarı bize? Halbuki güç bilgiden gelir. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Bilen, niye boyun eğsin, ya da “sen Cezayir’de yaptıklarına bak” diye beyanat verip de Cezayir tarafından “bizi bu işe bulaştırmayın” diye susturulsun.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Üniversitede yabancı hocalarımız vardı. Bir gün bir tartışma çıktı sınıfta, Ermeni meselesi üzerine. Arkadaşlar kızıyorlar, yok öyle bir şey diyorlar ama Amerikalı hocaya ağzının payını verip susturamıyorlar. Ya ingilizceleri yetmiyor, ya bilgileri. Nüfusu milyonlardan yüzbinlere inen Kızılderililere yapılanlar gündeme getirildi, ama “konuyla ilgisi yok” deyip geri püskürtüldü. Hırsımızdan neredeyse ağlayacağız. Benim söyleyecek çok şeyim var, ama kendime güvenip çıkamıyorum ortaya. Bir arkadaşım “O zaman savaş zamanıydı, Ermeni çeteler de Türk Köylerini basıp Türkleri öldürdü, demek ki biz de karşılık vermişiz, buna savaş denir, soykırım denmez” dedi. Amerikalı hoca hemen itirazını koydu. Kanıt istedi. Belge istedi. Tarih kitaplarında niye yazmıyor dedi. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Haklıydı. Bunlar bizim eksiklerimizdi. Bu meseleyi biz ancak reddettik, ya doğruysa korkusundan araştırmak yerine, başımızı kuma gömmeyi tercih ettik. Etkiye karşı tepkiyle hareket ettik, Ermeniler gibi aktivist olamadık. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Okuldaki tartışmaya dönersem, benim korkumu yenip ağzımı açmamla son buldu. Büyük dedemle, büyük ninemin öksüz ve yetim olduklarını, birinci dünya savaşı ve kurtuluş savaşı süresince göçebe yaşadıklarını; Çünkü Ermeni çetelerinin yaşadıkları köyü basıp yaşlı bebek demeden herkesi camiye doldurup yaktıklarını ya da kurşuna dizdiklerini anlattım. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Katliamdan kaçıp saklananlar korkularından yayan göçe kalkmışlardı. Eli silah tutan erkekler zaten cephedeydi. Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar ise yeni baskın olur korkusuyla kah gündüz saklanıp, gece yol alarak, kah güvenli buldukları yerlerde bir müddet konaklayarak yıllar süren bir yolculukla İzmit’e kadar gelmişlerdi. Ninemin anlattığına göre, İzmit civarına vardıklarında demişler ki; “Savaş bitti. Atatürk isteyenleri vapurla memleketlerine gönderiyor.” Benim dedem ve ninem (ki çocukmuşlar hala o dönem) dönmüşler. Ama dönmeyip İzmit, Adapazarı, Düzce civarına yerleşen binlerce Karadenizli ve Kafkasyalı var. (Dedemin amca oğlu da yerleşenler arasında. Torunlarıyla hala görüşürüz. Soyadlarımız aynıdır.) Bu illerde Laz, Gürcü, Çerkez, Abaz nüfusunun yoğun olma sebebi budur. Ermeni çetelerinden kaçıp göç etmişler ve sonra da geri dönmeyip, bulundukları yere yerleşmişlerdir.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Tarihse bu da benim aile tarihimdi. Hatta bir coğrafyanın tarihiydi. Kanıt da vardı, tanık da. Bundan sonra Hoca başka bir şey diyemedi. Konuyu kapattı. Bir daha da açtığını duymadım. En azından bizim sınıfta.</div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
Biz hep böyle yaptık işte. Birisi sorduysa, ezberlediğimiz cevabı verdik. İkna ettik, edemedik. Ama o anda kaldı. Ermeniler gibi yaygara koparmadık. “İhanet ettiğin, arkadan vurduğun komşunun, kestiğin, yaktığın, kurşuna dizdiğin bebelerin, gencecik kızların, uşakların hesabını ver bakalım demedik. Elimizde hem kanıt, hem tanık varken, sustuk. “Söz gümüşse, sükut altındır” diyerek sustuk. Belki de ülkenin başka taraflarında, tehcir sırasında bir benzerinin onlara da yapıldığını bildiğimizden, utandığımızdan sustuk. Ama karşımızdakilerin kendi ellerindeki kana rağmen, utanmaz olduğunu unuttuk. </div>
<div class="MsoNormal" style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">
<br /></div>
<span style="color: black; font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Halt ettik!.. Bakın şimdi düştüğümüz hallere!...</span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-66298284797387915592012-01-21T04:28:00.000-08:002012-02-14T06:03:25.975-08:00BOĞAZA RANT KÖPRÜSÜ<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0fPK4UJ3nJNwaHqw09ANvpoknSgAMk8K6hGmvuIArBvOvDLBK5Z9XJm45a6aHyhNtp0c5isGDDTfYxAWXZqSYHGnGiiilbicHbaJWu7lFCkrbsQFBnjVHalPXGqgy0KbuP2wdWO7aXGA/s1600/images.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0fPK4UJ3nJNwaHqw09ANvpoknSgAMk8K6hGmvuIArBvOvDLBK5Z9XJm45a6aHyhNtp0c5isGDDTfYxAWXZqSYHGnGiiilbicHbaJWu7lFCkrbsQFBnjVHalPXGqgy0KbuP2wdWO7aXGA/s1600/images.jpg" /></a></div>
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlNOHZJp6AYkkWQnHWAyjmFwMt9h8DFnVHCD-8VknWspcF5KHd1LvV9zCqBu2Bi6FUQG4TFui7qkCwtQ-Go9X2M8hflqUnELSzqr33UGlJKWxP1t_wZZYYAXTABeyCa1vx94ZX2SZW4OU/s1600/images1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><span style="color: #222222;">İstanbul boğazına yapılması planlanan üçüncü köprü ile ilgili pek çok şey yazılıp çiziliyor. İçlerinde en çok Metin Münir'in Milliyet Gazetesindeki</span></a> <a href="http://ekonomi.milliyet.com.tr/ucuncu-kopru-bogaz-a-calinan-maya-tutmadi/ekonomi/ekonomiyazardetay/12.01.2012/1487765/default.htm" target="_blank">köşesinde</a> yazdıklarını beğendim, hak verdim. Metin Münir'e katılıyorum; <span style="color: #222222;">Amaç İstanbul trafiğini rahatlatmak değil, siyasi rant yaratmaktır. Üçüncü köprü güzergahının tartışıldığı günlerde bile, tartışmanın beyhudeliği, güzergahın İstanbul'un kuzeyinde olacağı belliydi.</span></span><br />
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Göktürk, Işıklar, Ağaçlı tarafını bilir misiniz bilmem. O taraflardaki firmalardan, köylerden tanıdıklarım var. Öyle şeyler duyuyor görüyordum ki, kolay kolay inanılmaz. Mesela uzun bir süredir o bölgede ormanın içlerine duble yollar yapılıyor. Yol Göktürk, Kemerburgaz üzerinden TEM'e bağlanıyor. Bunları gördükçe ve köylülerin, o bölgede çalışanların konuştuklarını duydukça, daha proje açıklanmadan çook önce, çevremdeki herkese üçüncü köprünün İstanbul'un kuzeyinden geçeceğini söylüyordum. Ama kimseyi inandıramıyordum. Çünkü mantıklı değildi.</span><br style="color: #222222;" /><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Karadeniz kıyısındaki kömür madenleri kapatıldı. Maden çukurlarını doldurmak için, İstanbul'un bütün hafriyat toprağı oraya yönlendiriliyor. Bu duble yollar kamyonlar rahat gitsin gelsin diye mi yapıldı ? Tabi ki değil.</span><br style="color: #222222;" /><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Ama buna rağmen İstanbul'un kuzeyindeki köylerde ne idüğü belirsiz, yeni kurulmuş maden şirketleri peydah oldu. Köylülerin elindeki araziyi, maden arayacağız diyerek yok pahasına satın alıyorlar. Dahası satmak istemeyenden zorla alıyorlar. Köylülerin anlattığına göre; Madenlerle ilgili bir yasa varmış. Bir şirket bir arazide maden çıkartacaksa, arazi sahibinin rızası gerekmiyormuş satış için. Ziraat bankasında mülk sahibinin adına açılan bir hesaba, arazinin bedeli (tabi ki komik rakamlar) yatırılıyor ve arazi maden şirketine geçiyor. Linyit madenleri kapatıldı, başka ne madeniymiş bu diyorsunuz. Söyleyeyim. Kum ve taş. Yalandan bir şantiye kuruluveriyor hemen. Tabii o bölgede yıllardır çalışan, kendi arazilerinden kum ve taş çıkartan bazı şirketler var. Bunları tenzih ediyorum. Ama köylüden üç otuz paraya toplanan arazilerin, sonradan açıklanan üçüncü köprü güzergahında olması büyük tesadüf(!) değil mi?</span><br style="color: #222222;" /><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Ne zaman, nerde okumuştum hatırlamıyorum. Bir yazıda diyordu ki, "Türkiye'de zengin olmanın yolu gayrimenkulden geçer. Kimse çok çalışıp üreterek zengin olmaz. Vaktiyle satın aldığı gayrimenkullerin değer kazanmasıyla zengin olur." Bu yazıyı okuduktan sonra çevreme daha dikkatle bakınmaya başladım. Haklıydı yazan. En başta benim kendi babam. Yıllarca çalışıp çabalayarak başını sokacak bir apartman dairesi alabilmişti. Mütevazi mal varlığını ise, babasından kalan müstakil eve borçluydu. O ev kat karşılığı müteahhite verilmişti ve babam da şimdi rahatça geçimini sağlayan kira gelirlerine kavuşmuştu. Ya da mobilya aksesuarları üreten bir firması olan müşterim. Küçücük bir atölye olduğu zamanları biliyorum. Şimdi Gebze Organize'de kocaman bir fabrikası, yanında çalışan yüzlerce işçisi var. Çok akıllı, çok çalışkan, çok yaratıcıydı. Ama ona da "yürü ya kulum" dedirten, bu saydığım özellikleri değildi. Atölyeyi taşımak için üç otuz paraya aldığı arsanın olduğu bölge birden kalkınınca, nerdeyse on misli fiyata satmıştı o arsayı ve üzerindeki derme çatma binayı. Gebzedeki fabrikayı bu parayla kurmuştu. Yani orta bir sermaye birikimi yok, rant geliri var.</span><br style="color: #222222;" /><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Bu ülkede yüzyıllardır insanlar devlet eliyle zengin edilirler. "Her iktidar kendi zenginini yaratır" diye doğruluğu ispatlanmış bir laf var. Osmanlıda Padişah sevdiği kuluna varlık bahşederdi. Gözünden düşenden geri alırdı. Şimdi o işi hükümetler yapıyor.</span><br style="color: #222222;" /><br style="color: #222222;" /><span style="color: #222222;">Şimdiki iktidarın tabanı biraz daha geniş, biraz daha yoksul ve biraz daha vasıfsız. Böyle bir kitleyi zengin etmenin yolu rant yaratmaktan geçer. Çünkü bu vasıfsız kitleye iş ihale edip, yaptıramazsınız. Yaptırırsanız, yaptıkları yalan yanlış pistte gencecik bir kız ölür, gerçekte hızlı olmayan hızlı tren raydan çıkar, yeni yapılmış yollar çöker ve bu yetersizlikler sonunda gelip o iktidarı vurur. Oysa rant yaratmak en temiz iştir. İmara kapalı arazileri önce satarsın, sonra imara açarsın. Hoop, işte sana bir dolu yeni zengin. Ömür boyu minnettar bir oy deposu. Üstelik onların nasıl ve niye yırttığını bilen daha geniş bir vasıfsız kitlenin de oylarını garantilemiş olursun. Çünkü umut fakirin ekmeği. Yeterince yakın dururlar, desteklerini esirgemezlerse, Bir gün onlara da çıkabilir.</span></span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-61355107125281701062012-01-17T02:20:00.000-08:002012-01-17T02:20:46.625-08:00AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ?<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19701910.asp" target="_blank"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif; font-size: large;">"Aşk gerçekten bu kadar yıkıcı mı?"</span></a><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: large;"> </span><span style="font-size: large;">diye başlık atmış Ayşe Arman yazısına. Sonra da Fatma ile Ahmet’in hikayesini anlatmış.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Ben de soruya soruyla karşılık vereyim; Peki, aşk her şeyi affeder mi? </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Özlem Tekin’in kulakları çınlasın, bu şarkısı meşhur olduğunda arkadaş ortamında en çok tartıştığımız konu buydu: “Aşk her şeyi affeder mi, ya da affettirir mi?”</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Bence, aşk ne her şeyi affeder, ne de affettirir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunun aşkla değil o kişinin karakteriyle ilgisi vardır. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Dürüst, sağlam karakterli bir insan aşka sığınarak Fatma’nın yaptıklarını yapabilir mi? Ne kadar aşık olursa olsun. Kimseyi düşünmese de yavrusunu düşünür.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Geleceğini düşünür.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cana kıyma hakkımızın olmadığını düşünür.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Aşkı için savaşır, acı çeker, sabreder. Ama kişiliğinden ödün vermez. Burada kastettiğim gurur değil. Yanlış anlamayın. Aşkta gurura ben de inanmam. Aşk için gerekirse, sevgilinizin ayaklarına kapanabilirsiniz. Burada kast ettiğim onur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Sizi, siz yapan değerler. Sağlam karakterli bir insan, aşkın onurunu çiğnemesine ve onu insanlıktan çıkartmasına izin vermez.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">AA yazısında Fatma’nın karakterinden bahsetmiş zaten; “Ama deli, zapt edilemeyen tay gibi, başına buyruk, dediğim dedik.” Bence bu davranış bencil, kendini dünyanın merkezi sanan insanların tarzıdır. Kendi mutluluğundan ve isteklerinden ötesini<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ne görebilir, ne düşünebilirler.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Onlar için elzem olan o anki arzuları ve istekleridir. Gerisi önemli değildir. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Yoksa adam gibi konuşup anlaşmak, boşanmak varken, niye sevgilisini cinayete teşebbüs ettirsin ki. Ama bekleyemez, boşanmayı bekleyecek sabrı yoktur, beklerken acı çekmeye niyeti de yoktur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her şey hemen olmalıdır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bütün engeller, hemen ortadan kalkmalıdır. Oysa beklemek acı demek, belki vicdan azabı demek, sabır demek, sıkıntı demek.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bencil insanların bunlara tahammülü yoktur. O sadece mutlu<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>olmalıdır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Böyle insanlar, sadece kendi isteklerini bilirler, yaptıklarından ötesini görmek istemezler. Ve sonunda işte böyle cezalarını bulurlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Haa, cezasını bulur da akıllanır mı, dersiniz? Sanmam!. O hala kadere, şanssızlığına, duruma uyanan polislere, işi yüzüne gözüne bulaştıran sevgilisine<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>filan kızıyordur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Olan sadece, bu kadının çocuğu, kocası, ailesi olma bahtsızlığına uğrayanlara olur. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;">Allah geride kalanlara sabır versin.</span></span></div>
<span style="font-family: Times, "Times New Roman", serif;"></span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-15816631954137944632012-01-06T22:58:00.000-08:002012-01-06T23:22:28.154-08:00TÜRK GENÇLİĞİNİ BEKLEYEN EN BÜYÜK (!) TEHLİKE....<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV0OmiCKt8bTfnZZFBu0psMR1ThfzZsGqnoIM1XXiGL5Qw2MrD55uJvAZnKMPDvXB-YK10O62Bt-cJ-vCOZODdfnudJz8FTbuNKBx-JLCHyPRKopo2wO7O4qcPj1q58hm31KGydepTj0o/s1600/images.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV0OmiCKt8bTfnZZFBu0psMR1ThfzZsGqnoIM1XXiGL5Qw2MrD55uJvAZnKMPDvXB-YK10O62Bt-cJ-vCOZODdfnudJz8FTbuNKBx-JLCHyPRKopo2wO7O4qcPj1q58hm31KGydepTj0o/s1600/images.jpg" /></a></div>
<span style="font-size: large;">Yalçın Bayer’in çarşamba günkü Hürriyet gazetesinde yayınlanan <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19597849.asp" target="_blank">yazısına</a> <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19597849.asp" target="_blank"></a>güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Türk usulü, yani “F” klavyenin yaratıcısı İhsan
Yener gazetecilere (bence komik) bir uyarı göndermiş. Yalçın Bayer de
bunu ciddiye alıp köşesine taşımış. Ciddi ciddi destek veriyor.
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Efendim, mesele şu: Tablet bilgisayarla eğitime
geçecek olan çocuklarımızı çok büyük bir tehlike bekliyormuş. Bu
çocuklarımız 10 parmak daktilo pardon klavye yazmayı öğrenemezse,
düşüncelerini adam gibi ifade etmeyi beceremeyecek, dolayısıyla
hiçbir şey öğrenemeyeceklermiş. Bu yüzden ülkemiz en bi gelişmiş
ülkeler arasından, en geri kalmış ülkelerin arasına tepetaklak
düşecekmiş. Bu sebeple çocularımızın acilen 10 parmak daktilo (ay yine
pardon) klavye kurslarına başlaması şartmış.
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Üstelik de “madalyalık eğitimci”(valla bu lafı ben
demedim, Yalçın Bayer öyle diyor) İhsan Yener’in icadı olan “F”
klavyenin öğretilmesi gerekiyormuş. Çünkü “F”klavye Türkçeye en uygun
klavyeymiş. Olabilir, doğrudur. Mucidi Türk olduğuna
göre, icadı da Türklere göre olacak tabi ki. Ama “F” klavyenin önerilme
sebebi bu değil. Türkçe çok matematiksel bir dilmiş. O yüzden F klavye
de dünyanın en bilimsel klavyesiymiş. Bu en bilimsel klavyeyi
kullanmayı öğrenince, çocuklarımız, hatta torunlarımız,
yani tüm geleceğimiz bilinçsizliğin karanlığına gömülmekten ve en ilkel
yöntemlerle çalışma mahkumiyetinden kurtulacakmış. (Bunu ben uydurmadım
valla. İhsan Yener aynen bunu demiş gazetecilere gönderdiği mektupta)
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Şimdi iki amcam da ( bu naftalin kokan düşünceleri
bende onlara böyle hitap etme isteği doğurdu, elimde değil) gayet içten
inanıyorlar Türk gençlerini bekleyen büyük(!) tehlikeye ki; Biri yazmış, diğeri
yayınlamış. </span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">İçimden hem İhsan Yener’e hem de Yalçın Bayer’e
şöyle seslenmek geçiyor. “Amcacııım, huuuuu, beni duyuyor musun? Geçti o
devirler geçtiiii.”
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Gerçekten de 10 parmak daktilo kursu zamanları
geçti artık. Bak “F” klavye ile dünya şampiyonu olduğumuz yıl 1957
imiş. Benim annem bile altı bezli bebecikti o zamanlar. 10 parmak
bilgisayar klavyesi kursu da tutmadı. Ayol daktilo kız
mı kaldı artık. Her şeyi takada tukada yazsın. Bilgiyi kendin dile
getirmiyorsan, yazmaya da ihtiyaç duymuyorsun artık. Çünkü, fotocopy
vaaar, fax vaarrr, scanner vaar, copy/paste vaarrr, forward vaar.
Baksanıza fax bile 5-10 yıl içinde ortadan kalkacak
aletlerdenmiş. </span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Bilgisayarı geç görüp 2 parmak yazmaya kalkışanlar
çoktaaan emekli oldular. Merak etmeyin onların beynindeki tahribatı “Q”
klavye değil, zaman yaptı. Şimdi alzeimerlı alzeimerlı oturuyorlar.
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Zamane çocukları maaşallah, doğar doğmaz bilgisayar
başına oturduklarından olsa gerek, kursa filan ihtiyaç duymadan 10
parmak kullanıyorlar klavyeyi. Hem de “Q” sunu. Çünkü bu zamane
çocukları İngilizceyi de Türkçe kadar iyi kullanıyorlar.
Sanal alemde bile olsa bir ayakları yurtdışında. E n’apacak bu çocuk,
iki klavye mi taşıyacak? İngilizce yazarken Q, Türkçe yazarken F.
Öyle mi? Neyse şimdilik hiç birisinde”Q” klavye kullanmaktan dolayı
bir beyin özrü filan ortaya çıkmadı. Hepsi cin
gibiler maaşallah.</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Ammaaan bu kadar da kastırmayın zaten .Çok değil 5
yıl içinde klavye filan kalmayacak. Sen söyleyeceksin, bilgisayarın (ya
da tabletin herneyse işte) yazacak.
</span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Sorun toptan çözülecek. </span></div>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
Ohhh!.. İçim rahatladı, kurtulduk valla geri kalmaktan.</span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-71933280822574936222011-12-23T03:01:00.000-08:002011-12-26T13:05:18.978-08:00İTİRAZIM VAR!...SOYKIRIM YALANINA DA, ÇANAK TUTANLARA DA...<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Taha Akyol, Hürriyet gazetesindeki köşesinde yayınlanan <a href="http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19519051.asp" target="_blank">“1915’te ne oldu”</a> başlıklı yazısında Ermeni meselesine dair bugüne kadar okuduğum en aklı başında açıklamaları yapıyor. Fransa'nın soykırımı tanıması, üstüne üstlük "yoktur diyeni de hapse tıkarım" demesi, biz Türklerin canını çok yaktı tabii. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Gazeteler Fransızların bu davranışını "akıl durması"olarak niteliyor ama, asıl akıl durmasını yaşayan biz olduk. Hepimize "kal" geldi resmen. Hırsımızdan ne yapacağımızı, ne diyeceğimizi şaşırdık. Fransa'la olan ticareti bitirmeyi isteyeni mi ararsın, Fransız mallarını sokağa döküp yakalım diyeni mi artık. her kafadan ayrı ses çıkıyor. Vahim olan bu tepkilerin hepsi lafta kalacak. Ermeni soykırımı iddalarına Ermenilerin silahlarıyla cevap vermediğimiz sürece bu selede altta kalan olmaya mahkumuz bence.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">“Soykırım yoktur” derken bilgiden değil, inançtan hareket ettiğimiz için, etkin bir tavır almak yerine kafamızı kuma gömmeyi tercih ettiğimiz için bugün bu mesele bu kadar dallanıp budaklanmış durumdadır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">İnanç kabulü veya reddi gerektirir, bilgi ise anlamayı. Anlamaya çalışmak zordur, emek ister, kabul veya reddetmekse çok kolaydır. Bu nedenle birkaç yıl önce büyük inançla “soykırım yoktur” diyenlerin bir kısmı artık “belki de vardır” noktasına gelmişlerdir ama hala olanları anlamalarını, değerlendirmelerini sağlayacak bilgileri yoktur.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Ben şunu anlayamıyorum. Ermeniler kendi yazdıkları tarihlerine tanık buluyorlar da, biz niye bulmuyoruz. Pardon! Yanlış söyledim, biz niye tanık aramıyoruz diyecektim. Arasak bulacağız çünkü. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Ermenilerin yoğun yaşadığı bölgelerdeki Müslümanların kişisel tarihlerini anlatması bile yeterli. Tabii aradan 96 sene geçti. İlk ağızdan tanık dinlemek artık imkansız. Ama ailelerde anlatılan hikayeler yok mudur? Vardır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Benim ailemde var mesela. Annemin büyük annesi ve dedesi bizzat yaşamış kendi facialarını. Ermeni çeteleri Trabzon’daki köylerini basıp, yaşlı genç, çoluk çocuk demeden yakaladıkları herkesi köyün camisine doldurup yaktıklarında çocukmuşlar daha. Dedemin annesi fındıklığa kaçırmış ikisini de öyle kurtulmuşlar diri diri yanmaktan. Bizim ailede bu yaşanmış hikaye büyük ninemle dedem tarafından yaşam öykülerinin bir parçası olarak anlatılırdı, hani “biz neler gördük, siz şimdiki zamanın kıymetini bilin” demek için. Kimsenin aklına Ermenilere nefret kusmak gelmezdi. “O zamanlar” savaş vardı çünkü, ve kötü olan savaştı, insanlar değil. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Anadolu’da benzer hikayeleri bulunan bir sürü Türk aile vardır. Hiçbirisi kalkıp ağzını açmıyor. Ya da hiçbir araştırmacı o hikayeleri dinleyip yazmıyor, yazılanlar daha geniş kitlelere ulaştırılmıyor. Ermeniler ise misyon edinmişler. Özellikle diaspora çok sıkı çalışıyor. En ufak bir bilgiyi bile atlamıyor, büyütüp parlatıp, dünyanın gözüne sokuyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Ermeni meselesinde Türkiye’yi sınıfta bırakan, yaşananlar değil, bizim takındığımız tavırdır. “Başımı kuma gömeyim, fırtına nasıl olsa diner” tavrı. Gözden kaçırdığımız nokta bu fırtına doğal değil, yaratılmış, birileri boş durmayıp habire körüklüyor. Biz de kafamız kumda geçeçeği zamanı bekliyoruz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Daha çok bekleriz.</span></div>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-79614639786773382212011-12-16T07:11:00.000-08:002011-12-16T07:11:12.172-08:00ÇALIŞAN ANNENİN ÇOCUĞU MUTLU MUDUR?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvBwjO6ZNd6Nyg5tTZZYJLDChuHfTZsXD7GDmVrzM6Ij5bjj22GbXgLcWbGWiWNeHZACPfl8hUypEXoMTi-rDYfTXommdPsVz_MyhhWzFTOA9mRzPmBU-pQuh8nTZZrhyapoQp-bP6rN8/s1600/image001.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="284" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvBwjO6ZNd6Nyg5tTZZYJLDChuHfTZsXD7GDmVrzM6Ij5bjj22GbXgLcWbGWiWNeHZACPfl8hUypEXoMTi-rDYfTXommdPsVz_MyhhWzFTOA9mRzPmBU-pQuh8nTZZrhyapoQp-bP6rN8/s320/image001.png" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Ay çat diye çatlayacağım. Vallahi de billahi de sinirimden çatlayacağım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Türkiye’de “çalışan kadın” olmanın koşullarını bilmeden ahkam kesmiyorlar mı deli oluyorum. Bak hırsımdan doğru düzgün düşünüp yazamıyorum bile.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Şimdi hangi konuda ahkam kesiyorlar diye soracaksınız tabii.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Baştan alayım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Efendim, Hürriyet Gazetesi’nde haftada bir gün,
doktorla danışan arasında geçen soru cevap konuşmaları havası verilmiş
bir köşe yayınlanıyor. Dr. Başak DEMİRİZ hazırlıyor köşeyi. Bu haftanın
konu başlığı “<a href="http://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/19475011.asp" target="_blank">çalışan annenin vicdan azabı</a>” </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Danışanı soruyor. "6 aylık bebeğimi bıraktım işe başladım. Çok endişeliyim, çok vicdan azabı çekiyorum. Ne yapmalıyım?"</span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Doktorumuz da tuzu kuruların özgüveniyle cevap
veriyor: “Çalışmanız çocuğunuzda bir sorun yaratmaz. Önemli olan onunla
geçirdiğiniz vaktin niceliği değil, niteliğidir.” Sonra da Avrupa’da,
Amerika’da yapılmış araştırmalardan örnekler veriyor.
En sonunda bu kadar iddialı olmaktan (e tabi çıkar birileri sorar di
mi; annesinin çalışıyor olmasından muzdarip bi sürü çocuk var onlar ne
olacak? der ) çekinmiş olacak ki bir ama ekliyor. “Çocuğunuza vakit
ayıramamanız sorun yaratır” .</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">İşte burada patlıyorum!...</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">O, hangi ülkede yaşadığından habersiz Doktor’a
bağıra bağıra demek istiyorum ki; SEN TÜRKİYE'Yİ AVRUPA MI SANDIN? ...da
oranın istatistiği ile burayı değerlendirebiliyorsun. Avrupa’da pek çok
ülkede kadınlar 9 ay- 1 yıl doğum izni kullanır.
Doğum sonrası dilerlerse işlerine part time devam edebilirler.
Bunların hangisi geçerli bu ülkede Allah aşkına.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Sağlık bakanlığı bangır bangır yayın yapıyor, “ilk 6 ay sadece anne sütü.”Ama doğum izni 8 hafta. 2 ay bile değil. Eğer
karnın burnunda her an işyerinde doğurma riskini göze alıp 37. Haftaya
kadar çalışırsan, doğum öncesi izninden de bir 5 hafta ekleniyor. Oluyor 13 hafta. Yani
hepi topu 3 ay. Nasıl emzirecen 6 ay? Eğer işyerini
ikna edebilirsen </span><span style="font-size: large;"> 6 ay da ücretsiz izin kullanabilirsin.
</span><span style="font-size: large;">(ki Türkiye'de yaşıyoruz pek çok işyeri o 6 ay izn vermektense, seni kapının
önüne koymayı tercih eder). Doğumdan sonra günde 1,5 saat süt iznin var, bebek 1 yaşına gelene
kadar. Bu izni layığıyla kullanabilenler var mı çok
merak ediyorum. Ben bugüne kadar hiç görmedim de…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Haa, bu doğumla ilgili izinler konusunda devlet
memuru olan annelerle, olmayan yani SSK'lı anneler arasında da ciddi bir ayrımcılık
var.. Ama oraya hiç girmeyeyim. Açtığım ağzımı kimse kapattıramaz sonra…</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Neyse konuyu dağıttım. Toparlayayım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Türkiye’de çalışan kadın nüfusun büyük bir kısmı
büyük şehirlerde yaşıyor. Üşenmesem bununla ilgili istatistik de
araştırırdım ama. Vaktim yok, uğraşamayacağım. Görünen köy kılavuz
istemez nasıl olsa. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Kendi işiyle uğraşan, doktorluk, öğretmenlik
(devlette) yapan, ya da hali vakti yerinde olan az sayıdaki kadını
çıkardığınızda, kalan büyük çoğunluğun çocuğuna ayıracak yeterli vakti yoktur.
Yani, “kariyer de yaparım çocuk da” lafı yalandır. Birinden
biri eksik kalır illa ki.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Çünkü haftalık çalışma saatleri 45-50 saat
civarındadır. Fazlası vardır eksiği yoktur. Finans sektöründe çalışma
saatleri - ödenmediği için istatistiklere girmeyen- mesailer sebebiyle
haftalık 60 saati bulur. Belli dönemlerde geçebilir
de.. Özel okullarda öğretmenler, vakitli çıksalar da , sınav
değerlendirme, ders hazırlama vb nedenlerle evde de çalışmaya devam
etmek zorundadırlar. İşçileri hiç saymıyorum. Mecbur tutulan mesailerle,
asgari ücretten az hallice olan maaşları üç kuruş daha
artsa da, onların da haftalık çalışma saatleri 50-60 ın altına düşmez.
Akşam 5 dedin mi çıkan devlet memuru kadınlar bile, eğer büyük şehirde
yaşıyorlarsa, trafik çilesi nedeniyle evlerine saat 7 den önce
varamazlar.
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Kadınların eğitim ve gelir seviyesi düştükçe, evde
eşlerinden destek alma imkanları da azalıyor. Bu nedenle günde ortalama
10 saat çalışan ve minimum 2 saatini trafikte zayii eden (İstanbul’da
yaşıyorsa bu süre 5 saate kadar çıkıyor maalesef) kadını
evde de ev işleri beklemektedir. Y</span><span style="font-size: large;">emek pişirecek, ç</span><span style="font-size: large;">amaşır, bulaşık yıkayacak, ütü, temizlik
yapacak, . Ve zaman bulursa, uykuya dalmadan az önce
çocuğuyla ilgilenecek. Sonra da o çocuk çalışan annesi nedeniyle hiiiç
sorun yaşamayacak, aksine çok mutlu olacak.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; font-size: large;">
Bir tarafımla gülerim ben bu sava… Çürütebilecek olan varsa da beri gelsin!...</span></div>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-7238220366696493122011-12-06T07:11:00.001-08:002011-12-16T07:20:31.107-08:00TRAFİK DÜŞMANLARI: SERVİSLER!..<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieI1EJDnltjZKNsNrPTBtTE0xFDaTWLtHpMyV9ysx8ch9gvard1y4gnmSXhj5Ah5cHb3R9MsLkVhJbzv-reLQ5NVvwN3euboKxK-2B77yRmcTQDATjTsP9LDBNYkq963KAgUYuH3TAttQ/s1600/trafik_canavari.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="309" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieI1EJDnltjZKNsNrPTBtTE0xFDaTWLtHpMyV9ysx8ch9gvard1y4gnmSXhj5Ah5cHb3R9MsLkVhJbzv-reLQ5NVvwN3euboKxK-2B77yRmcTQDATjTsP9LDBNYkq963KAgUYuH3TAttQ/s320/trafik_canavari.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Hıncal Uluç bugünkü <a href="http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/12/06/ya-istanbul-cocuklarinin-sahibi" target="_blank">"Ya İstanbul Çocuklarının Sahibi"</a> başlıklı yazısında servis teröründen bahsetmiş. “ İstanbul servis cinayetinden vazgeçtik.. Sabahtan akşama, akşamdan sabaha yol kenarlarında bedava yatıyor, İstanbul ana caddelerini, ara sokaklarını babalarının malı gibi işgal ediyorlar ve günde dört saat çalışıp, trafiği katlederek, eşek yükü ile para kazanıyorlar..Günde dört saatle servet getiren başka iş kolu var mı, dünyada?. Yok. Çünkü böyle bir servis rezaleti dünyada yok..” demiş ve devam etmiş. Merak eden devamını linkten bağlanıp okuyabilir. </span></div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Yazının her kelimesine katılıyorum.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bu şehirde işyerlerimiz, çocuklarımızın okulları evimizin yakınlarında olamadığı ve insani bir toplu taşıma hizmeti bulunmadığı için, büyük bir çoğunluk servis araçlarına mahkum. Servis araçları sanki yolların sahibi onlarmış gibi, sanki trafik kurallarından muaflarmış gibi davranıyor ve büyük tehlike saçıyorlar. Elbette buna bir dur denmesi gerekiyor. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Sadece bir konuda düzeltme yapmak istiyorum. Servis işinde parayı kazanan şoför değil, bağlı olduğu şirkettir. Yok mudur kendinin patronu olup sıkı para kazanan servis şoförleri? Vardır, yani var. Biliyorum. Ama sayıları devede kulak onu da biliyorum. Servis işi asıl şirketlerin elinde; kurmak için özel bir izin, gerek ya da yeter şart gerektirmeyen, her isteyenin , iki minibüsü bir araya getirenin kurabileceği şirketlerin elinde. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Servis şirketi muhtelif işyerleri ve okullarla anlaşma yapar. Fiyat pazarlığı kıran kıranadır. Ucuna ucuna marjlarla işi alırlar ve kendi komisyonlarını kesip, işi daha da düşük bir fiyata minibüsü olan şoföre verirler. Şoför kazandığı parayla taşıt kredisinin taksitini zor öder. Geçinebilmesi için, ikinci hatta üçüncü işi alması şarttır. Gel gör ki işyerlerinin mesai saatlerinin başlangıç ve bitişleri okullarınkiyle ucu ucuna denk gelir. Bir sonraki servise yetişme çabasının üstüne trafik de eklenince servis şoförünün içinden trafik canavarı çıkıverir. Çünkü aksi takdirde geçim canavarı onu alt edecektir. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Diyeceğim o ki; fatura hep şoföre kesilir. Servis aracı trafiğe takılır, personel gecikir hoop firmadan şirkete, şirketten de şoföre uyarı gider. Trafik mağduru olan şoför bir sonraki servise de yetişemez, gecikir, personel beklemez atlar taksiye işe gider; taksinin faturası şirkete gönderilir, şirketten de şoföre yönlendirilir. Garibim şoför bu sefer trafiğe takılmamak için, emniyet şerdine dalar hoop şirkete şikayet gider, şirket vaziyeti kurtarmak için şoförü kovar. Sonra servis şoförü gazetelerde köşe yazılarında, radyo programlarında yerden yere vurulur. </span><br />
<span style="font-size: large;"><br /></span><br />
<span style="font-size: large;">Kimse bu işteki diğer sorumluları bilmez, görmez. Oysa servis teröründe en büyük sorumlular (bence) servis şirketleri ve hizmeti alan firmalardır. Niyesi belli. Firmalar ciddi bir gider kalemi olarak gördükleri personel servisi işini en ucuz fiyatı teklif edene vermek isterler. Servis şirketlerini birbirlerine kırdırırlar. Servis şirketleri de iş alabilmek için tuzağa düşer, bu işin altından kalkabilir miyim diye bakmadan, kıran kırana rekabete dalarlar. Okul işinde durum biraz daha farklıdır. Servis ücretini ödeyen veli olduğu için. Pazarlık servis ücreti üzerinden değil, okul yönetimine ödenecek avanta üzerinden yapılır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Her ne olursa olsun, en sonunda faturayı ödeyen servis şoförüdür. Çünkü bu şirketlerin büyük bir çoğunluğunun kendi filosu yoktur. Altur, Gürsel gibi büyük firmalarda da durum farklı değildir. Kendi filolarının yanı sıra mutlaka taşeron şoför de kullanırlar. Yani servis aracı onu kullanan şoföründür. Faturayı servis şirketi keser, firmadan parasını alır ve kendi payını kestikten sonra canı ne zaman isterse o zaman kalanı şoföre öder. Şoförün fiyat pazarlığında bir rolü yoktur. Verilen işi ve fiyatı kabul etmek zorundadır. Çünkü aracını büyük bir ihtimalle banka kredisiyle almıştır. Onu ödemek zorundadır, evine ekmek götürmek zorundadır. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Bu arada, bu kadar savunduğuma bakıp beni servis şoförü sanmayın, değilim; bankacıyım. Bugüne değin yüzlerce servis şoförüne kredi verdim. Yaşadıklarına, faturanın hep onlara kesilmesine ve çaresizliklerine yakından şahit oldum. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">En son Murat Kazanasmaz bir sivil toplum hareketi başlattı. Emniyet şeridini ihlal eden, logolu araçların fotoğrafını çekip Kazanasmaz’ın twitter adresine ( <a href="https://twitter.com/#%21/muratkazanasmaz" target="_blank">https://twitter.com/#!/muratkazanasmaz</a>) yolluyorsun, teşhir ediliyor. Çok güzel bir uygulama. Bazı servis şirketleri hemen açıklama yaptı. “Biz böyle davranan şoförlerin işine son veriyoruz” diye. Hemen alkışlandılar “Bravo” diye. Ama kimse perdenin arkasına bakma gereği duymadı, duymuyor. Ben perdeyi açıp, göstereyim dedim. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">Şoförleri aklamaya çalışır gibi göründüğümün farkındayım. Yanlış anlaşılmasın onları aklamaya çalışmıyorum. Sadece bir gerçeğe işaret ediyorum ve tek kabahatliler şoförler değil, yapana değil yaptırana da bakın diyorum.</span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: justify;">
<span style="font-size: large;">HAMİŞ: Servis işinde, taşınan, canları tehikeye atılan yolculardan hiç bahsetmedim yazımda dikkat ederseniz. Çünkü onları kimse iplemiyor. Servis aracında taşınan ha yolcu, ha eşya farketmiyor. Çünkü işiveren firma yapacağı tasarrufu, servis şirketi kazanacağı parayı, servis şoförü de evine götüreceği ekmeği düşünüyor. Bu arada taşıma işine konu olan insanmış, can taşırmış, hiçbiri farkında değil, olmak da istemiyorlar.</span></div>
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11pt;"> </span><br />
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11pt;"> </span><br />
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11pt;"> </span><br />
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 11pt;"> </span>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240494425885712847.post-21802419930261266042011-11-28T06:21:00.001-08:002011-12-16T07:57:45.708-08:00KOMŞULUK NEDEN BİTİYOR?<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifJ1jBb8z767qavtrdANqj0w5vMLA7moHHNWOv5TkHmQwa0UyB0WTBFsWil857E0wa5KEZOxm9ELFbuvl8oBZzXaEtqgpYNlW_v-dqe9kIuafOGnZObaxyckHgncB8HPXbTzo5r41MSx8/s1600/wellcome.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifJ1jBb8z767qavtrdANqj0w5vMLA7moHHNWOv5TkHmQwa0UyB0WTBFsWil857E0wa5KEZOxm9ELFbuvl8oBZzXaEtqgpYNlW_v-dqe9kIuafOGnZObaxyckHgncB8HPXbTzo5r41MSx8/s320/wellcome.jpg" width="231" /></a></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<span style="font-size: large;">Ne zaman bıraktık sevmeyi komşu olmayı demiş Şengül Balıksırtı Günaydın’daki (<a href="http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/baliksirti/2011/11/25/dedemin-insanlari">http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/baliksirti/2011/11/25/dedemin-insanlari</a>) yazısında. </span></div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Bunu ben de merak ediyorum. 40 yaşındayım. 40 yıldır İstanbul'da aynı mahallede, babamın doğup büyüdüğü, dedemin yaşlanıp hakkın rahmetine kavuştuğu mahallede yaşıyorum. Komşuluğun en yoğun, en tatlı olduğu dönemleri de gördüm. Sonrasında yıllar geçtikçe azalışına ve en sonunda yokoluşuna da şahit oldum. Nedenleri üzerine epey kafa yordum. Büyüyen şehir, kalabalıklaşan nüfus, değişen, unutulan adetler, gelenek görenekler, değişen sosyo ekonomik koşullar. Pek çok sebep bulunabilir komşuluğun gittikçe azalışına. Ama hiçbirisi tek başına bir sebep değil. Ve sebeplerin hiçbirisi toplum olarak kaybettiğimiz değerler için duyduğum acıyı dindirmiyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Ben çocukken yaşadığımız mahallede evler bahçeliydi. Bugün bir apartmana sığacak kadar aile, koca bir mahallede yaşardı ve komşuluk ederdi. Ne zamanki, hayatımıza müteahhitler girdi, o güzelim bahçeli evler birer birer çirkin, kalabalık apartmanlara dönüştü ve dışardan tanımadığımız insanlar geldi yerleşti, o zaman komşuluk bitti. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Kalabalık olmayınca, bir mahallede yaşayan herkes de doğal olarak birbirini tanırdı, bilirdi. Huyu huyuna uymuyorsa samimi olmazdı belki ama, birbirlerinden haberdar olurlardı yine de. Doğum, düğün, ölüm biraraya getirirdi insanları. Mahalleye yeni taşınanlar bile bu üç olayda davet beklemezdi. Ortak oluverirdi, komşusunun sevincine de acısına da. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Mesela çocukluğumdaki ramazanlar geliyor aklıma. Dedem her ramazan büyük bir iftar daveti verirdi. “Davet” lafı biraz kokoş kaçtı bu arada. Yerine aklıma başka kelime gelmediği için öyle dedim. Bahsettiğim iftar yemeği davet kelimesinin hatıra getirdiği şatafat ve gösterişten yoksundu, ama kalabalık olurdu. Bütün mahalleli gelirdi. Yemekleri mesleği aşçılık olan dedemin kiracısı yapardı. Koca koca tencerelerde. Tatlılar ve börekler annemin elinden çıkardı. Tepsi tepsi baklava yapardı günler öncesinden. Börekler tek fırın yetmediği için, komşuların evlerine paylaştırılırdı, hepsi aynı anda taze taze pişip iftara yetişsinler diye. Sonra her evden toplanan masa sandalyelerle, dedemin evinin yan tarafındaki arsaya upuzun bir masa kurulurdu. Evden arsanın ortasındaki telefon direğine çekilen kabloya sıra sıra ampuller asılırdı. Ortalık gündüz gibi aydınlanırdı. Bu masaya herkes ama herkes gelip oturur, iftarını açardı. Biz çocuklar için ise o arsa şenlik yeri gibi olurdu. Masaların altında büyüklerden “rahat durun” azarı işitinceye kadar ebelemece, saklambaç oynar; babaannemin ve annemin eyvah yetişmeyecek çığlıkları arasında mutfakdan tatlı, börek aşırırdık. Sadece kendimiz için de değil. Mutfağa dalan, bir tek kendini düşünmez, arkadaşları için de artık insafına ne kaldıysa götürürdü.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Ramazan’ın ardından gelen bayram, şenliğin devamı olurdu sadece. Bayramlarda dedemin evi gelen giden akrabalar ve komşularla dolar taşardı. Sonra dedem vefat etti, babaannem, gelin geldiği evden çıkıp bizim yanımıza taşındı. Miras pay edilemeyince, dedemin 50 yıllık evi müteahhite gitti. Yerine yapılan apartmanda kimse yoktu tanıdık. İlk birkaç yıl bayramlarda dedemin zamanından kalma bir alışkanlıkla insanlar babaannemin elini öpmeye, bizimle bayramlaşmaya geldiler. Ama kalabalık ve gürültü yeni komşularımızı rahatsız etti. Onların rahatsızlığı gelenleri ve bizi gerdi. Yavaş yavaş ayağı kesildi insanların. Aynı apartman içinde birbiriyle değil komşuluk etmeyi, bayramlaşmayan insanlar yaşamaya başladı. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Değişen ve zorlaşan yaşam koşulları, kadının evde, erkeğin dışarda çalıştığı aile modelini demode kıldı büyük şehirde. Karıkoca çalışan çiftler evi akşamdan akşama uğranıp yatılan belki varsa arada yemek de yenilen yer olarak kullanmaya başladılar. Hafta sonları bu çalışan çiftlerin tek boş zamanlarıydı, ev işi görmek, alışveriş yapmak ve karıkoca olduklarını hatırlayabilmek için. Bu yaşam tarzında kadın, erkek ve bazen çocuk vardı sadece; üçüncü kişilere ayıracak zaman olmadığı için yer de yoktu. Misafirliğe gitmek nostaljik aktivitelerden birisi oldu. Bunun sonucu olarak önce evin en güzel yeri olan misafir odaları kalktı tedavülden. Eş dost ile haftalar öncesinden randevulaşılıp, rezervasyon yaptırılan “brunch”larda görüşülür oldu. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Çocukluğumdaki komşuluğu, samimiyeti yıllar sonra, evlenince tanıştığım modern bir taşra kasabasında tekrar buldum. Ama aradan geçen 14 yılda bakıyorum da orada da komşuluk bitiyor artık. İlk gelin olduğum zamanlardaki bayramları hatırlıyorum. Bayramlaşmaya gelenlere hizmet etmekten, sonra da iade-i ziyaret yapıp, ev ev el öpmek için dolaşmaktan akşamları ayaklarım ağrırdı. Bu bayram ise hepi topu 3-4 komşu ile bayramlaştık o kadar. Kayınvalidemin akranları artık çocuklarını evlendirdikleri için olsa gerek kışın da güneydeki yazlıklarında kalıyorlar. Ya da evlenip barklanıp İstanbul, Ankara gibi büyük şehire yerleşen çocuklarının yanına gidiyorlar. Bayramda bile evlerine dönme gereği duymuyorlar. Kasabadaki akranlarımızın çoğu ise büyükşehir adetlerine uymuşlar, çoluk çocuklarını alıp tatile gitmişler. Kimisinin içi rahat etmemiş, anne babasını da götürmüş yanında. Velhasılı kelam komşuluk bi taşrada kalmış diyorduk, o da hızla tükeniyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">Neden diye soruyor insan ister istemez? Bulduğum sebeplerin hiçbirisi tekbaşına yeterli değil belki, ama bir araya gelince ortaya böyle bir tablonun çıkması kaçınılmaz.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif; margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: large;">İçim acıyor. Çare bulamıyorum.</span></div>Gönülhttp://www.blogger.com/profile/15481597710788110105noreply@blogger.com0